6 Ocak 2010 Çarşamba

Beyaz Eşekli Prens

bi gün iki sevgili gece 12 ye doğru telefonda konuşuyorlarmış ikisininde uykusu gelmiş ama çocuk çok daha yorgun ve uykusuzmuş.. çünkü çocuk hem çalışıp hem de ikinci öğretimde okuyormuş çok azimliymiş..

çocuk sevgilisine uykusunun çok geldiğini söylemiş ve ona ninni söylemesini istemiş sevgilisi ninni bilmiyorum ki ben demiş o zaman masal anlat demiş sevgilisi ve kız başlamış yazmaya:)

işte arap bacı bu masalı senle paylaşıyım dedim...

kız sevgilisine masalı anlatmaya başlar:
bir kız varmış çok inatçı, çok sinir, çok gıcık şuan ki erkek arkadaşına çok eziyet etmiş, hiç yüz vermemiş ama çocuk hiç vazgeçmemiş kızdan aylarca peşinden koşmuş hiç bıkmadan hiç usanmadan diye anlatmaya devam ederken sevgilisi devam etmiş masala ama bu kız bi prensesmiş o yüzden vazgeçmemiş çocuk.. prenses çok tatlıymış, çok güzelmiş, çok sempatikmiş.. evet prenses prensi çok zorlamış ama prens bi türlü vazgeçememiş prensesinden nedenini anlamıyormuş o zamanlar, şimdi çok iyi anlıyormuş, prens prensesine aşık olmuş.. demiş sevgilisi.. çocuk da prensmiş ama demiş prenses, prens ise beyaz eşekli prens demiş.. ''BEYAZ EŞEKLİ PRENS'' kız da çocuk da çok iyi hatırlıyorlarmış bu cümleyi ama nerden çıkmış bu eşek kelimesi ikisi de hatrlamıyormuş.. masala nasıl devam ettiklerini de hatrlamıyorlarmış nasıl bitirdiklerini de.. sanırm prenses uykudan saçmalamaya başladık demiş öylece başka bi konuya geçmişler masalı bitirmemişler sadece konuyu deiştirmişler. şimdi prenses düşünüyormuş iyi ki prense bi şans vermişim diye çünkü prens tam prensesin hayal ettiği gerçek bi prensmiş beyaz eşekli de olsa prenses memnunmuş prensinden..:) prenses beyaz eşekli prensim diyormuş arada sevgilisine... prens prensesini mutlu etmek için elinden gelen herşeyi yapıyormuş, onu hiç üzmüyormuş, hiç kırmıyormuş, kırmaktan çok korkuyormuş, prenses gerçekten sevildiğini hissediyormuş, yani prensi her an bunu hissettiriyormuş, prenses de prensine karşı hissettiklerini tam olarak tanımlayamasa da prensine sırılsıklam aşık olmak istiyormuş..

prenses asla böyle bi prensle karşılaşacağını düşünmezmiş hayalleri gerçek olana kadar...daha önce başka birinde aradığı tüm özellikler prensinde varmış, prenses daha önce yanıldığını eskiden aşık olduğu kişinin asla bi prens olmadığını asla prensesi mutlu edemeyeceğini yeni yeni anlıyormuş.. çünkü o kendini bile mutlu edemeyen biriymiş bir kızı hiç mutlu edemezmiş bunu yeni algılıyormuş prenses. zaten hep bu zavallı kız eski erkek arkadaşını mutlu etmeye çalışıyormuş, elinden gelen herşeyi yapıyormuş, karşılığı olmasını bırak çocuk hiç birşeyden mutlu bile olmuyormuş ki bir kez bile mutluyum seninle gibi bi cümle kurduğunu görmemiş zavallı kız.. tabi çok yorulmuş birisini mutlu etmeye çalışmaktan ve bir türlü mutlu edememekten.. sevilmemekten, değer, ilgi görmemekten çok yorulmuş kız küsmüş aşka kimseyi istemiyormuş hayatında.. kimseye bi şans vermiyormuş ona yaklaşmaya çalışan her erkeğe eziyet ediyormuş resmen, çok kötü davranıyormuş. karşısındakiniin ondan vazgeçmesi için elinden geleni yapıyormuş (çok kısmet kaçırmış bu kız ama sonunda gerçek prensini bulmuş iyikii de prensini bulana kdr eziyet etmiş:)). asla inanmıyormuş mutlu olabileceğine bir erkeğin onu gerçekten sevebileceğine asla inanmıyormuş tabi prensi her türlü çin işkencesine her türlü ters davranışa katlanana kadar.. bir erkeğin gerçekten nasıl aşık olabilceğini yeni anlıyormuş, mutluymuş prenses, prensinin ilgisinden çok memnunmuş.. tek eksik olan şey prensesin duygularını tanımlayamamasıymış, evet heyecanlanıyormuş, evet prensini düşünüyormuş ama bu bir aşk mı yoksa prensinin ilgisinin prensese yansıması mı bilmiyormuş, bunu prense de söylemiş zaten prenses.. kafası karışık olduğunu söylediğinde prens en ufak soru işareti kalmasını istemediğini bütün sorulara her zaman cevap vereceğini ve bütün sorunları her zaman çözeceğini söylüyormuş prensesine ve yapıyormuş da bunu.. prenses gerçekten güvenebiliyormuş prensine ve gerçekten çok rahatmış, onun yanında hiç kasılmıyormuş, hiç birşeyden korkmuyormuş, düşüncelerini, isteklerini söylerken, soru sorarken hiç ama hiç çekinmiyormuş prensinden çünkü biliyormuş ki prenses isterse çok saçma birşey düşünsün prensi asla onunla dalga geçmez, asla onu üzmez, bırakıp gitmez, işte bu yüzden prenses ilk kez bu kadar rahatmış ve çok kısa bir zamanda da olsa prensinin onu tanımasına izin vermiş ona bu rahatlığı hissettirdiği için prensi..

prenses saşırıyormuş olanlara bazen bi hayal olduğunu düşünüyormuş çünkü bi hayal kadar güzelmiş bu durum.. ve prenses ister istemez karşılaştırıyormuş prensini eski aşkıyla ve inanılmaz büyük farklar görüyormuş, aslında yıllardan beri tanıdığı eski erkek arkadasının yannda hiç bu kadar rahat olamadığını fark ediyormuş prenses... neden ama neden hep bi tedirginlik yaşıyorum diye sorarmış hep kendi kendine neden onunla konuşamadığını kendini ona anlatamadığını hep düşünürmüş prenses.. arkadaşlryla saatlerce sohbet edebilirken eski erkek arkadaşının yanında konuşamamasının duygularından kaynaklandığını arada duygu olunca sevgilisini kaybetmekten korktuğunu ve bazen onun dalga geçeceğini veya düşüncelerini önemsemeyeceğini düşündüğü için sustuğunu düşünüyormuş.. ama gene de anlam veremiyormuş konuşamamasına.. o zamanlar anlam veremiyormuş evet ama şimdi anlam verebiliyormuş çünkü prenses onu sayan, onu seven, onu asla bırakmayacak, ona her koşulda sahip çıkacak, her zaman yanında olacak her düşüncesini gerçekten önemseyerek dinleyecek bi prensi yeni bulmuş. zaten onun düşüncelerine önem vermeyen, ona değer vermeyen veya değer verse bile bunu bir kez olsun dile getirmeyen bir kez olsun gerçekten hissettirmeyen birine neden bir şeyler anlatsın neden onunla konuşsun ki.. insan dinlendiği sürecebirşeyler anlatır.. bir zamanlar çok aşıkmış prenses herşeye katlanmış ama artık aşkın ne olduğunu bile bilmeyen birine aşık olduğunu farketmiş bunu prens farkettirmiş prensesine.. o yüzden prenses prensine sırılsıklam aşık olmak istiyormuş eskiden aşık olduğundan çok daha fazla aşık olmak istiyormuş bunu prens hakediyormuş çünkü.. ve prenses elinden geleni yapmaya kararlıymış yeniden aşık olmak için ama bir prense aşık olmak için... prenses kıymetini biliyormuş prensinin.. onu kaybetmek istemiyormuş asla.. aşık olana kadar bırakmayı düşünmüyormuş, aşık olduktan sonra zaten vazgeçemeyeceğini biliyormuş..

prens iyiki de vazgeçememiş prensesinden ve sonunda prenses de prensine bi şans vermeyi iyiki kabul etmiş.. mutlularmış beraber çünkü...

evettt arap bacı sence bu prenses bir kez daha çok aşık olabilir mi? bence olabilir bir gün.. gerçek bi aşk olr bu, hem de karşılıklı gerçek bir aşk..

umarım bu masal çok mutlu biter bu çifte kocamaaaaaaaaaaaaannnnnnnnnnnn mutluluklar diliyorum... (bu arada masalı tam anlatamadım sanırım o an ki konuşmadaki duygularla anlatamadığım gibi tam da hatırlayamadım özür diliyorum masal kahramanlarından)

1 yorum:

  1. bir yokmuş bir varmış modern zamanlarda masallar masalların içinde yaşanmış gökte üç yıldız kaymış onları gören herkes aşk ile bir dilek tutmuş aşka inanan herkesin dileği kabul olmuş..

    Ne yazık ki aşka inanmayanların dilekleri ise önce atmosfere sonra da uzayın boşluğuna ve oradan da bilinmezliğe doğru yol almış...

    YanıtlaSil